MİT – Emniyet/Yargı ( AKP – Cemaat) Kapışması

MİT’in genç müsteşarı, kısa sürede çok tartışılacak işlere imza attı

Son günlerde gündemi en çok meşgul eden husus, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Eski Müsteşar Emre TANER ve Eski Müş. Yrd. Afet Hanım‘ın, KCK Soruşturmasını yürüten savcı tarafından ifade vermeye çağrılması. Buna karşılık, Erdoğan, soruşturmayı yürüten 2 polis müdürünün kellesini istedi ve aldı.

Adaletin terazisi, yeni HSYK ile çok sert ve güçlü dönmeye başladı

Gerçekten, Yüce Türk milletinin hizmetinde misiniz ?

Konu özünde bir MİT- Emniyet/Yargı kapışması gibi gözükse de, dikkatli bakanlar arkadaki büyük resmi hızla görebilirler. Bu bir AKP- F Tipi çete çatışması fakat, yaygın kanının aksine,  bence, Emniyet ve Yargı içerisindeki F tipi yapılanma MİT’in PKK ile masaya oturmasından rahatsız falan değiller. F Tipi yapılanma, oluşan yeni ileri demokrasi paradigmasındaki güç dağılımında, kontrolün kendinde olduğu şeklinde bir gözdağı vermek için, MİT’in bu açığını kullanmakta ve dolaylı olarak Başbakan’a mesaj vermekte.

MİT’in Oslo’da, PKK temsilcileri ile masaya oturmasını, ben şahsen kabul edilemez ve dağda savaşan Mehmetçik’in çabasına bir hakaret olarak görüyorum. Bu konuda gerici, faşist, at gözlüklü gibi her türlü sıfatı da kabul ederim. PKK’nın metropollere bomba yığmasını, KCK yapılanmasını bilmesine rağmen MİT, saçma bir diyalog ile İmralı – Kandil arasında kuryelik yapıyor, hatta İmralı – PKK Avrupa bağlantısını sağlıyor. Üstelik, büyük tavizler vererek. Oslo görüşmelerini ve konu hakkındaki yorumlarımı hatırlayalım;

leon panetta vs. hakan fidan

leon panetta denen adam bir kaç sene cia‘in başında kaldı. 11 eylül den sonra lağvedilmesi gündeme gelen cia de köklü değişiklikler yaptı. insansız hava uçakları ve bilimum teknolojik aygıt ile özellikle afganistan, pakistan coğrafyasını didik didik etti. bin ladin’i aradı. terörizmle savaşta cia’i olduğunca işler bir hale getirmeye çalıştı. bir istihbarat teşkilatı olan cia onun döneminde paramiliter bir güç haline geldi pek çok coğrafyada. konu hakkında pek çok makale ve köşe yazıldı. cia’in bol bol pakistanı insansız uçaklar ile vurması, sağda solda el kaide ye karşı eylemler yapması sıradan hale gelmişti ki bir gün bin ladin in işini bitirdiler.

bizim Fidan “efendi” ve “doğal afet”i ise terörü kendince bambaşka yollardan bitirmeye uğraşmakta. devlet işlerinde son derece toy olduğu belli oluyor ama suç kendinde değil ona o yetkiyi verende. türkiye devletinin çıkarlarından çok başbakanına hizmet ediyor akif beki kılıklı. pkk liderleri ile plaza çalışanları edasında kibar konuşmalar yapıyor. sayın’lar, efendim ler ağzından düşmüyor. benim ödediğim vergiler ile bu adamın aldığı maaş haram olsun arkadaş. torunlarından çocuklarından çıksın inşallah. gencecik körpeleri dağa ölüme gönderip kendileri kapalı kapılar ardında pazarlık yapanlar, pazarlıklar ayyuka çıktığında “ispatlamayan şerefsizdir” diyenler, bülentler arınçlar fidanlar hepinize yazıklar olsun. 

leon panetta denen adam bin ladin’i haklamak için pakistan’da ki o bölgede ücretsiz sağlık taraması bile yaptırdı. aylarca o evi izledi. pakistan istihbaratının ruhu duymadan adamların ülkesinde cirit attı resmen. bizimki teröristlerin temsilcileri ile uluslararası temsilci nezdinde sessizce pazarlık yapmayı bile beceremedi. maşallah compact disc kalitesinde ses kayıtları ortamlarda dolanıyor. pazarlık yaparken boğazına hakim olmayı bile beceremedi. yemek saati gelince doğal afetinin ne kadar acıktığı belli oluyor.

leon panetta kariyerinde güzel bir adım ile savunma bakanlığına atandı bin ladin operasyonundan sonra. bizimki ise bu diyalog fiyaskosu ve habur kepazeliğinden sonra müsteşar oldu gibi görünüyor. leon panetta çok daha başarılı ama bizim fidanı da yabana atmayalım kariyeri çok güzel ilerliyor a dostlar. başbakana bu hızla hizmet etmeye devam ederse yaşı 50 olmadan belki o da milli savunma bakanı olur. bop’çuların istediği gibi uslu bir çocuk olursa şirinleri bile görebilir.”

—————-

Görüldüğü gibi,  Hakan Fidan’ı ve RTE’yi oldukça sert eleştirdim. Zira, psikolojik olarak halkı PKK ‘ya karşı güçsüz durumda bıraktılar. Neden ? Devlet PKK ile masaya oturunca, psikolojik üstünlük bölücü Kürtlere ve PKK çığırtkanlarına geçti. Bu süreçte, ileri demokrasi naraları atan ve bunu büyük bir paradigma değişimi olarak gören liberallere benim söyleyecek bir sözüm yok. Habur kepazeliği, seçimden sonra gelen büyük PKK baskınları ve verilen şehitler bile onları akıllandırmadı. Onlar her taşın altında Ergenekon arayadursun, PKK- Derin AKP ilişkisi Oslo görüşmeleri sonucunda herkesin diline düştü.

En son soruşturma krizi ile ilgili, bir diğer tespit Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu tarafından yapılmış.

“Bu deprem bir iktidar kavgasının izdüşümüdür. Bir süredir devam eden “saray içi” iktidar mücadelesinin su yüzüne çıktığı en keskin noktadır.

Bu kavgayı üç ayrı boyutuyla ele almak gerekir.

1. Her ne kadar sık sık üst üste otursalar, iç içe geçseler ve pek çok ortak noktaya sahip olsalar da, siyasi iktidarın Kürt politikasında iki ayrı eğilim bulunmaktadır.

Bunlardan birincisi “Oslo süreci”ni, daha doğrusu “siyaset”i diğeri, “mevcut KCK operasyonları mantığını”, başka bir ifadeyle “asayiş”i temsil etmektedir. Birinci mantık Öcalan’ın avukatlarıyla temas kurup Kürt sorununda siyasi kapılar açmaya çalışırken, ikinci mantık o avukatları tutuklamakta, o kapıları tehlikeli görmekte ve kapatmaktadır.

Son yaşananlar, bu iki farklı eğilimin bugün tokuştuğunu göstermektedir.

Bu tokuşma devletin bir güvenlik kurumunun, polisin diğer bir güvenlik kurumunu MİT’i takip etme, faaliyetlerini, ilişkilerini “suç” alanına sokma noktasına kadar gelmiştir.

2. Ne var ki, birinci boyut işin ancak bir kısmını açıklar. Bir kısmını açıklar zira, “saray içi iktidar savaşı“nda “belirleyici olan” politik görüş farklıklarından çok, cephe kazanma ya da devlet içinde etkili yer tutma meselesidir. Politik görüşler aslında bu arayışa göre şekillenmektedir.

Nasıl ve kim arasında iktidar kavgasıı

İktidar kavgasının ayaklarından birisini oluşturan “otonomlaşma eğilimi taşıyan” polis ve yargı merkezli son derece etkin bir grupdur.

Emniyet, tarihinde hiç olmadığı kadar güçlü. Ama Erdoğan’a 2 müdürünü kurban etmekten kurtulamadı.

Ona bu etkinliği sağlayan ise kurucu unsurlarının aynı düşünce dünyasından geliyor olması, polis ve yargının yeni yasal yetkileri, özel yetkili savcılık ve mahkeme yapılanmaları, en nihayet devlette “savcı polis ilişkisini ters yüz eden polis devleti işleyişi“dir.

Nitekim, Ergenekon, KCK ve asker meselesine ilişkin tüm adli soruşturmalar genel ve sistematik takip yetkisine sahip “polis istihbarat birimleri” tarafından yürütülmekte, gerek politik kimlikleri gerek hukuki konumlarıyla savcılar “yönlendirici ve denetleyici” değil, “onaylayıcı ve meşrulaştırıcı” bir işlev görmekte, polis-yargı ikilisi bu yolla pek çok konuda adeta politika üreticisi haline gelmektedir.

Daha da öte, bu yapı Ergenekon, Balyoz, KCK gibi soruşturma ve kovuşturmalarla güçlenmekte ve sınırları aşan güç kullanma imkânlarına kavuşmaktadır.”

————-

Bayramoğlu’nun tespitlerine genel olarak katıldığımı söyleyebilirim. Ben ise tespitlerimi şu şekilde sıralıyorum.

1. Olay sadece bir iktidar savaşından ibaret. Polis ve yargı, bu hamlesi ile bir anda vatansever, PKK düşmanı, memleketin gerçek bekçisi rolüne büründüler. Öte yandan, ne F tipi çetenin elindeki polisin, ne de F tipi yargının, Hakan Fidan’ı ve Oslo görüşmelerini, KCK-Mit ilişkisine derinlemesine sorgulayacaklarını düşünmüyorum. Niyetleri o değil. Niyetleri daha çok Erdoğan’a gözdağı vermek ve adamlarının oyun alanı sınırsız değil, biz de buradayız demek. Habur’a kapıya gidip teröristleri içeri alan çadır mahkemelerini de bu yargı kurmadı mı?

2. KCK yapılanmasında MİT’in büyük rolü var ve neden böyle şeyler yaptıkları, bence Fidan’ın imzaladığı mutabakat metni incelenince rahatlıkla anlaşılıyor. MİT, devletin şefkatli ve artık bu işi bitirmek isteyen yüzünü simgeliyor. Her türlü tavizi vermeye hazır AKP hükümeti. Akan kanın durmasını istemekteler. Bu nedenle, gelecekte özerklik kazanacak Türkiye Kürdistan’ının yönetim tecrübesini ve organizasyonunu şimdiden kurması için KCK’yı desteklediler ve organizasyon şemasına yardımcı oldular. KCK operasyonlarında elde edilen bulgular bunu göstermekte.

3. Durun siz kardeşsiniz ! Evet bu çatışan kurumların hepsi kardeş ve esasında ileri demokrasi yanlısı, Atatürkçülüğü ve Türkçülüğü bitirmeye odaklı yeni Türkiye Devleti modelinin kurumları. Çatışanlar sadece ipleri ellerinde tutan kukla ustaları ve onlar aralarındaki sıkıntıları giderdiklerinde, gene Ergenekon, Balyoz, Oda TV davaları kapsamında sanık kovalamaya başlayacaklar, kardeş kardeş barışacaklardır. Hakan Fidan’a da, Emniyet’e de yargıya da kimse dokunamaz şu gelinen noktadan sonra.

——————-

Sonuç olarak kimse heveslenmesin. Yedikleri halt nedeniyle, ne Hakan Fidan, ne de yanındakilere birşey olmayacak. Kendileri başbakanın emriyle ordalar ve iş uzarsa Başbakana bile gidebilir. Yani bu soruşturma o kadar derinleşmeyecek ve üzeri örtülecektir. F tipi çete ve AKP arasındaki buzlar erirse, kara kış geçer ve tekrar bahar gelirse, bu yaz bol bol Ergenekon / Balyoz / Oda TV tutuklaması izleriz bizler. Bu olaylar, BOP’un küçük yol kazaları olabilir ancak. Yeni modeli ile Türkiye, BOP’un önemli ülkelerinden biri ve bu tarz kurumlar arası çekişmeler ile kaybedecek vakti yok. Yoksa bütün ipleri elinde tutan büyük efendi, tüm kuklaların fişini çekebilir.  Küçük, minik yanlış anlamalar, falan filan.

 NOT: Bu yazı, kişi ve kurumları suçlayıcı bir amaç taşımamaktadır. Daha çok, Türkiye’nin son on yılda geldiği nokta ve geçirdiği değişimin bir analizini, gündemdeki son olayları incelemek için yazılmıştır.

 

You may also like...

4 Responses

  1. Osman dedi ki:

    Yazınızdaki tespitlere katılıyorum. Saygılar.

  2. Nogay dedi ki:

    Başarılı bir yazı olmuş, tebrik ve teşekkürler.

  1. 14 Şubat 2014

    […] o ki gerilim bir kaç senedir yer altında devam etmekteymiş de yeni su yüzüne çıktı gibi), şurada ve şurada nacizane iki analiz kaleme almış ve gerilimin öncüllerini ve gelişimini […]