Woodrow Wilson Kimdir?

Türkiye’nin Wilson Prensipleri ile Tanıdığı ABD Başkanı: Woodrow Wilson

Woodrow Wilson, Amerika Birleşik Devletleri’nin 28. başkanıdır. 28 Aralık 1856’da Virginia’da doğmuş ve 3 Şubat 1924’te ölmüştür. Wilson, Princeton Üniversitesi’nde profesörlük yapmış ve bu üniversitenin başkanı olarak görev yapmıştır. Ayrıca, New Jersey Valisi olarak da görev yapmıştır.

Wilson, 1912 yılında Demokrat Parti’nin başkan adayı olarak seçildi ve iki dönem boyunca Amerika Birleşik Devletleri başkanlığı yapmıştır. Wilson’un başkanlığı dönemi, Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle gölgede kalmıştır. Wilson ilk başta Amerika’nın savaşa girmemesi için çalışmış ancak Almanya’nın saldırgan tutumu ve artan kamuoyu baskısı nedeniyle 1917 yılında Amerika’yı savaşa sokmak durumunda kalmıştır.

Başkan Wilson, ayrıca İkinci Balkan Savaşı, Birinci ve İkinci Morokko Krizi, Meksika Devrimi ve diğer uluslararası olaylarla da uğraşmıştır. Wilson, savaş sonrası dünya düzenini yeniden şekillendiren Versailles Antlaşması’nın müzakerelerinde yer almış ve “Wilson Prensipleri” olarak bilinen bir dış politika prensibini savunmuştur.

Wilson, aynı zamanda kadınların oy hakkı, vergi reformu ve çocuk işçiliğinin yasaklanması, antitröst yasalarının güçlendirilmesi gibi birçok iç politika reformuna da öncülük etmiştir. Ancak, 1919 yılında çıkarılan anayasadaki 18. değişiklikle ABD’de alkol yasağı getirilmesi Wilson dönemi politikalarının bir başarısızlığı olarak görülmüştür.

Wilson, sağlık sorunları nedeniyle son iki yılını başkanlık görevinden ayrı olarak geçirmiştir.

Başkan Wilson dış politikada da önemli bir rol oynamıştır. Birinci Dünya Savaşı’na Amerika’nın girmesini sağlamış ve savaşın sonunda Versailles Antlaşması’nın müzakerelerinde yer almıştır. “On Dört Maddesi” olarak bilinen bir dış politika prensibini savunmuş ve savaş sonrası dünya düzeninin yeniden şekillendirilmesinde etkili olmuştur.

Ancak, Wilson’un başkanlık dönemi bazı eleştirilere de maruz kalmıştır. Özellikle, savaşa girmek için önceleri nötr kalmayı savunmasına rağmen, sonradan savaşa katılma kararı vermesi bazıları tarafından eleştirilmiştir. Ayrıca, Wilson’un anayasada yapılan 18 numaralı değişiklikle değişiklikle alkol yasağı (prohibition) getirilmesine olan desteği ve bu yasak döneminin büyük bir başarısızlıkla sonuçlanması da eleştirilmiştir.

Sonuç olarak, Wilson’un başkanlık dönemi birçok başarıya imza atmış olsa da eleştirilere de maruz kalmıştır. Ancak, Wilson’un Amerika Birleşik Devletleri’nin tarihinde önemli bir yere sahip olduğu ve birçok alanda etkili olduğu tartışılmaz bir gerçektir.

Wilson Prensipleri

Woodrow Wilson, I. Dünya Savaşı sonrasında dünya barışını sağlamak amacıyla “Wilson’un On Dört Maddesi” ya da ülkemizde Wilson Prensipleri olarak bilinen bir dış politika doktrini açıklamıştır. Bu prensipler, savaş sonrası dünya düzeninin yeniden şekillendirilmesinde etkili olmuştur. Wilson’un On Dört Maddesi şunlardır:

  1. Açık Diplomasi: Tüm uluslar arasında açık ve şeffaf bir diplomasi yürütülmesi gerektiği.
  2. Serbest Ticaret: Uluslararası ticaretin serbestleştirilmesi.
  3. Silahsızlanma: Tüm ulusların silahsızlanması ve savaşa hazırlık yapmaması.
  4. Adil Sınırlandırma: Ulusların sınırlarının adil bir şekilde belirlenmesi.
  5. Özgür Denizler: Denizlerin özgürleştirilmesi ve tüm ülkelerin eşit erişim hakkına sahip olması.
  6. Uluslararası Anlaşmalar: Tüm uluslararası anlaşmaların yürürlükte kalması ve geçerli olması.
  7. Kendi Kendine Yönetim: Küçük ulusların kendilerini yönetebilecekleri ve özgürce tercihler yapabilecekleri bir ortamın sağlanması.
  8. Sömürgecilik: Sömürgecilik uygulamalarının sona erdirilmesi.
  9. Milletler Cemiyeti: Uluslararası bir örgüt olan Milletler Cemiyeti’nin kurulması.
  10. Adalet: Savaş suçlarının cezasız kalmaması ve adil bir yargılama yapılması.
  11. Azınlık Hakları: Uluslararası hukukun ve azınlık haklarının korunması.
  12. Ekonomik İşbirliği: Uluslararası ekonomik işbirliğinin sağlanması.
  13. Dünya Barışı: Dünya barışının korunması ve tüm ulusların barış içinde yaşayabilmesi.
  14. Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı: Her ulusun kendisinin kaderini tayin etme hakkının tanınması.

Wilson’un bu prensipleri, savaş sonrası dünya düzeninin yeniden şekillendirilmesinde önemli bir rol oynamıştır ve günümüzde hala uluslararası ilişkilerin temel prensiplerinden biri olarak kabul edilmektedir.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.