Türk İlk ve Ortaöğretim Sistemi için Çözüm Önerileri

Hepinizin bildiği gibi, Türk Milli Eğitim sistemi uzun yıllardır bir çıkmazın içinde. Lise ve üniversite mezunlarının bilgisizlikleri, cehaletleri, düştükleri komik durumlar,  genel kültürden, kitap okumaktan son derece uzak durumları televizyon yarışmalarına kadar düştü. Ben şahsen 2000’li yıllarda sorunların daha da derinleştiğini düşünmekteyim. Öncelikle kafamdaki temel sorunları sıralamak ve daha sonra çözüm önerilerini sunmak istiyorum.

1. Sınıfta kalma yok. Evet ilkokuldan, lise son’a kadar neredeyse doğru düzgün sınıfta kalmadan mezun olabiliyor öğrenciler. Derslerden başarısız olmaları durumunda uğrayacakları bir yaptırım yok. Yaz aylarında yapılan ikmal sınavları, olmadı sonraki sene dönem içi ve bir sonraki yaz döneminde yapılan sınavlar ile bir şekilde orta öğretimde sınıf geçiliyor.

2. Öğretmenler yetersiz. Eğitim fakültelerine yapacağınız kısa bir tur ile geleceğin öğretmenlerinin ne halde olduğunu görebilirsiniz. Pek çok öğretmen adayı, KPSS ile kadroya kapak atma zihniyetindeler. Eğitim bir felsefe ve gönül işidir. Bu işe gönül verenler tarafından gerçekleştirilmelidir. Bu aşamada öğretmen adaylarını da eleştirmek bir noktaya kadar,  zira onları mesleğe hazırlayan Eğitim fakülteleri de yetersiz bir durumda.

3. Müfredatın durumu içler acısı. Mevcut müfredat, öğrencilere ezbere yöneltmekte, genel kültür, genel yetenek konularında onlara fazla bir şey katmamaktadır. Müfredat ÖSYM sınavları ile kısmen uyumsuz olduğundan ve öğretmenler tarafından baştan savma işlendiğinden, milyonlar dershanelere sürüklenmekte. Çoktan seçmeli sistem müfredatı da kendine esir etmiş konumdadır.

4. Sık yapılan sistem değişiklikleri nedeniyle istikrar yok. Sadece 2000’li yıllarda kaç kez liselere ve üniversitelere giriş sistemi değişti ? Hatırlaması zor öyle değil mi? Sık yapılan müfredat ve sınav sistemi değişiklikleri hem eğitimciler hem öğrenciler için önemli bir sıkıntı. Sistemsel bir istikrar şart.

5. Veliler, eğitimin değil çocuklarının arkasında durmaktalar. Eskiden sınıfta kalan öğrenci babasından sağlam bir tokat yerken, şimdi en ufak bir başarısızlık durumunda öğretmen suçlanıyor. Okul basılıyor, araya eş dost sokuluyor, bir şekilde problemin çözümüne gidiliyor. Bu mesele biraz ilk madde ile de alakalı. Velilerin eğitimi de, en az öğrenciler kadar gerekli. Veliler sınıfta kalmayı da, geçmeyi de  kabullenmeli.

6. Devlet ve bilim adamı yetiştirecek nitelikteki orta öğretim kurumlarının içi boşaltıldı. Evet, Anadolu liselerinden bahsediyorum. Fen Liseleri,  AKP’nin liselerin içini boşaltma operasyonundan bir şekilde kurtuldular ve kaliteli öğrenciler ile yollarına devam ediyorlar. Fakat tüm düz liseler Anadolu liselerine çevrilerek, bu efsane eğitim kurumlarının maalesef içi boşaltıldı. Hem yabancı dilde eğitim, hem de sayısal tabanlı eğitimde Anadolu liseleri çok kaliteli okullardı ve uzun yıllar muhteşem mezunlar verdiler. Bu güzide eğitim kurumlarının ipinin çekilmesi, uzun vadede memleket için son derece sakıncalı olacaktır. Etkileri önümüzdeki yıllarda hissedilecektir.

7. Sistem baştan itibaren yanlış. Herkesin üniversite okuması, herkesin sayısalcı ve sözelci lise okuması yanlış bir durum. Alman eğitim sisteminin incelenmesi, (zor da olsa) acilen Türkiye’ye uyarlanması gerekmektedir. Temel Kural : “Olmuyorsa zorlamayacaksın“. Bu aşamada, memleketin üniversite mezununa da, gişe de durup sadece fatura tahsilatı yapacak memura da, çöpçüye de, muslukçuya da, otomobil tamircisine de ihtiyacı var. Herkesin 4 yıllık lisans mezunu olması gerekmiyor. Önemli olan, herkesin yaşamını insanlık onuruna uygun bir şekilde idame ettirebileceği bir ekonomik sistemin tesis edilmesi.

Benzin pompacısı da, böcek ilaçlamacısı da, çöpçü de, mühendis de, doktor da bir ev ve bir arabadan oluşan temek çekirdek aile gereksinmelerine ulaşabilir, en azından bunun hayalini kurabilecek bir sistem içinde yaşar ise, buna uygun ekonomik imkanlara sahip olursa, üniversitelerin önünde gereksiz bir yığılma olmaz. Meslek lisesi mezunları 3000 tl maaşı beğenmediklerinden mi üniversite kapılarında geziyorlar?  Bu insanların tek isteği, orta sınıfa girebilecek makul bir gelir düzeyinin sağlanması. Bu da ancak toplu bir yapısal / ekonomik  reform ile mümkün olabilecektir diye düşünüyorum.

—————-

Benim naçizane ve yüzeysel çözüm önerilerim bu kadar. Elbette meseleler çok daha derin ve daha karmaşık çözümler gerektiriyor. Fakat bir başlangıç noktası olarak benim önerilerim bunlar. 

 

You may also like...

1 Response

  1. Nazan H dedi ki:

    keşke herşey bu kadar kolay olsa.