Under Sandet (2015) Film İncelemesi
Gerçek Bir Hikaye
Danimarka-Almanya ortak yapımı Under Sandet ile film incelemelerimize geri dönelim. 2015 tarihli bu film, İkinci Dünya Savaşının galipler için bittiği, mağluplar için ise devam ettiği bir dönemde geçiyor. WWII filmlerinde pek görmediğimiz bir dönemi/olayı merceğine alıyor film. Eksen güçlerinin teslim olmasının hemen ardından yaşananları.
Gerçek tarihi olayları temel alan filmin konusuna gelecek olursak; Danimarka işgalden kurtulmuştur. Fakat çıkartmayı Normandiya bölgesine değil de, Danimarka sahillerine bekleyen Nazi rejimi tam 2 milyon deniz ve kara mayınını Danimarka sahillerine döşemiştir. Nazi Almanya’sının teslim olmasının ardından bu mayınların nasıl temizleneceği söz konusu olunca, müttefiklerin aklına dahiyane bir fikir gelir: “Neden bu pis ve tehlikeli işi Alman savaş esirlerine yaptırmıyoruz?“ Tabii savaşın son dönemlerinde Alman ordusunun yaş ortalamasının 20 altına düşmesi işleri değiştiriyor. Mayın temizleme işi adeta çocuklara kalıyor. Filmimiz bu konu etrafında gelişiyor ve hikayesini anlatıyor. Bir Danimarkalı astsubay (Rasmussen), kendisine temizlenmesi için zimmetlenen mayınlı bir sahil ve emrindeki Alman savaş esirleri.
Bir Savaş Sonrası Anlatısı
İlk etapta astsubay Rasmussen Almanlara karşı oldukça hiddetli ve önyargılı olsa da, zaman içerisinde elindeki savaş esirlerinin sadece birer çocuk olduklarının farkına varır ve onlarla sıradışı bir ilişki kurar. Bu ilişki Danimarka’daki müttefik kuvvetler komutanlığının hoşuna gitmeyecektir.
Sadece bir kaç mekanda geçen ve kısıtlı sayıda karakter ile hikayesini kuran Under Sandet, süreyi de kısa tutarak izleyiciyi sıkmadan hikayesini anlatmayı başarıyor. Filmin girişinde teslim olmuş silahsız Alman askerlerinin canına okumak için pek istekli olan komutan Rasmussen’in karakter dönüşümü biraz aceleye gelmiş gibi görünse de, bu bence film için çok büyük bir eksi puan getirmiyor. Genç oyuncuların ve başroldeki Roland Moller’in çok iyi iş çıkardığı film, II.Dünya Savaşının bilinmeyen hikayelerinden birine değinerek türe ve dönem tarihine ilgi duyanlar için de güzel bir seyirlik haline geliyor. Finalde de küçük bir sürpriz ile izleyiciyi mutlu ediyor. Benim puanım 8/10.