Blade Runner 2049 Film İncelemesi

Blade Runner Efsanesi

Ridley Scott‘un kült eseri Blade Runner‘ın devam filmi, çok uzun bir aradan sonra beyaz perdeleri süsledi ve şimdi de DVD/Blu-Ray versiyonları ile piyasada. Gerçekten bir devam filmi isteği var mıydı, yoksa Holywood’ın içine girdiği kısır döngünün bir sonucu olarak mı bu film geldi? Tam olarak bilemiyoruz. Fakat Ridley Scott’un işe el atmaması ve aranın anormal derecede uzun olması, ikinci ihtimali güçlendiriyor. Başrolünde son dönemin yakışıklı ismi Ryan Gosling’i gördüğümüz film, Deckard (Harrison Ford) gibi karakterleri de tekrar ziyaret ederek ilk film ile olan bağlantısını güçlendiriyor. Öncelikle filmin iyi bir devam filmi olduğunu belirtmeliyim. Devam filmleri genelde para için çekilen ve ilk filmin şöhretinden yararlanmayı amaçlayan vasat yapımlar olur. Blade Runner 2049, tam tersine ortaya yeni bir film gibi çıkıyor. Bayrağı ilk filmin bıraktığı yerden değil, çok daha sonraki bir tarihten itibaren devralıyor ve yeni bir baş kahraman üzerinden hikayesini anlatıyor. İlk film, daha ziyade kapsayıcı bir evren ya da bir tarihsel arka plan işlevi görüyor. Bu arada ilk filmin değerinin de, yayınlandığı ilk dönemler değil ama daha sonradan anlaşıldığını belirtelim. Blade Runner 2049 da benzer bir kaderi paylaşacak gibi duruyor. Film özellikle durağan temposu ile eleştiri aldı ve ortalama izleyici tarafından pek beğenilmedi. Box Office rakamları da beklentilerin altında kaldı ve stüdyo için hayal kırıklığı oldu. En azından ABD pazarı için.

Filmin konusuna gelecek olursak; insansı robotları üreten Tyrell Şirketi ortadan kalkmıştır. Şirketin tüm patentleri ve teknolojileri Wallace şirketinin elindedir ve Wallace ürettiği insansı yeni robotlarla pek çok gezegenin kolonizasyonunda insanlığa yardımcı olmaktadır. Fakat başta şirketin patronu olmak üzere, robotların insanlar için bazı planları vardır. Bir robot direniş örgütü, bir Los Angeles Polisi Dedektifi ve eski Blade Runner Deckard’ın yollari bir şekilde kesişir. Burada iki insansı robotun birlikteliğinden ortaya çıkan bir bebek ihtimali ve bu ihtimal üzerinden kendisine rol biçen bir  Blade Runner “K” üzerinden hikaye ilerliyor. Son derece ilgi çekici ve devam filmleri için kalbur üstü bir hikaye diyebilirim.

Hikaye Devam Ediyor

Film aslında ilginç olabilecek hikayesini, oldukça ağır bir tempoda anlatıyor. Duraklamalar, bakışmalar, genel olarak filme bizim Türk dizilerindeki hantallık hakim. Yönetmen Denis Villeneuve kendisini ispatlamış bir isim ve görsel olarak başarılı bir biçimde yarattıkları dünyayı ya da karakterlerini canlandıran aktörleri ön plana çıkarmak için de filmi yavaşlatmış olabilir. Ya da sinemadaki izleyiciye düşünme ve ilk filmle bağlantı kurma fırsatını vermek için. Fakat her ne olursa olsun, bu filmin gereğinden 30 dk kadar uzun olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

 

Blade Runner 2049 ile ilgili olarak, harika görselliklerin ve mekanların mevcudiyetini tekrarlamak istiyorum. İç ve dış mekanlar oldukça iyi kurgulanmış. Blade Runner’ın Los Angeles sokaklarında yaşadıklarını ve gördüklerini film fazla yansıtmasa da, diğer bölgelerde geçen sahnelerde ortamların ve renklerin çok iyi kurgulandığını söylemek mümkün. Bu tarz gelecekte geçen distopyalarda gördüğümüz “Batı toplumunun Asyalılaşması” korkusu da güzelce tabelalara ve yaşam tarzına yedirilmiş. Müzikler Hans Zimmer imzalı ve kadroya sonradan dahil olan Zimmer, ilk filmdekine benzer müzikler ortaya koymayı başarmış. Filmle ilgili benim temel eleştirim, Wallace Corporation ve patronunun tam olarak anlaşılmayan ve yüzeysel kalan karakteri, Luv karakterinin motivasyonunun arkasında yatanları bir türlü anlayamamız ve filmin finaliyle ilgili ipucunu biraz basit bir biçimde vermesiydi. Yine de mesajı almayanlar için güzel bir twist olduğunu kabul etmeliyim. Oyunculuklar ile alakalı bir problem görebildim diyemem. Harrison Ford’un bir kaç beden küçük kostümü ve Ryan Gosling’in donuk ifadeleri dışında filmde fazla eleştirilecek bir yan göremedim. Bir de gereğinden fazla uzun olma var tabii ki.  Bir devam filmi için oldukça yüksek bir standartta olduğu bile söylenebilir. Marvel, DC ürünü blockbuster filmler sarmalında sürünen Holywood’un bu tarz filme böyle bir para ve emek yatırması dahi bence güzel bir gelişme. Şu aşamadan sonra Deckard, kızı ve/veya direniş grubu öncülüğünde bir devam filmi gelir mi? Sanıyorum zaman gösterecek. Fakat şu kesin ki, Blade Runner 2049, 2017’nin izlenmesi gereken filmleri arasında yerini aldı. Benim notum 8/10.

Blade Runner 2049 IMDB Sayfası 

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.