In the Shadow of Iris (2016) Film İncelemesi
Uzun zamandır ara verdiğim film incelemelerine, Netflix yapımı bir suç draması ile devam etmek istiyorum. In the Shadow of Iris, Türkiye Netflix aboneleri için Iris’e Ne Oldu ? adıyla gösteriliyor. Fransız yapımı film, banka patronu kocası Antoine ile yediği öğle yemeğinin ardından ortadan kaybolan Iris adlı kadının hikayesini anlatıyor. Film ilerledikçe bankacı Antoine, ona metreslik yapan Claudia ve finansal/ailevi sorunlar yaşayan tamirci Maxim Lopez arasındaki değişik ilişkiler sorgulanmaya başlıyor. Paris polisi soruşturmasını derinleştirdikçe, denkleme dahil olan kimsenin masum olmadığını, olaydaki tek masum Iris’in ise ortada olmadığını görüyoruz.
Filmde Antoine rolünü de canlandıran Jalil Jespert‘in yönettiği filmde, Fransız sinemasının tanınmış isimlerinde Romain Duris‘i başrolde izliyoruz. Filmin oldukça karanlık bir atmosferi var. Güneşli ve aydınlık sahneler yok denecek kadar az. Oyunculukların gayet yerinde olduğu filmde, belki Jalil Jespert’in sahnelerinde biraz olmamışlık hissedilse de, genel olarak göze çarpan bir falso yok. Bankacı Antoine’ın öteki hayatı ortaya çıktıkça, filmin finali de izleyici için yavaş yavaş netleşiyor. Buna rağmen filmin hala izleyiciyi çarpacak vurucu bir balyozu daha var. Bunu da filmin son yarım saatine kadar açık etmemeyi başarıyor. İzleyicinin kafasındaki soru çözüldükten sonra ise Antoine, Maxim ve Claudia arasındaki hesaplaşmayı izliyoruz.
Film süresini makul tutarak izleyiciyi sıkmadan hikayesini anlatmayı başarıyor. Dikkatli polisiye izleyicileri filmin sonunu biraz erken fark edebilir. Ben şahsen film düğümü çözene kadar neyin ne olduğunu tam olarak çözemedim dersem dürüst davranmış olurum. Bu tarz suç dramalarını sevenler için iyi bir film In the Shadow of Iris. Polislerin soruşturmayı yürütmeleri ile ilgili boşluklar ve hatalar göz ardı edilebilirse, izleyici için iyi bir seçenek olabilir. Fransız polisinin yine çuvalladığı bir film olarak tebessüm ettirdi şahsen. Benim filme puanım 7.5/10.
