The Crew (2021) – Dizi

Netflix’ten Yeni Bir Sitcom

Başrolünde The King of Queens dizisinden hatırlayıp sevdiğimiz Kevin James‘in yer aldığı yeni Netflix sitcomu The Crew, bir NASCAR takımının içerisinde yaşananlara odaklanıyor. Takım patronunun ilerleyen yaşı nedeniyle işleri Stanford mezunu kızına devredip emekliliğe ayrılması çalışanlar için bir şok etkisi yapar. Modern bir çalışma düzenine geçiş, sıkı takip edilen mesailer, yeni sponsorlar, mola büfesine konan vegan yiyecekler ve yeni bir yönetim tarzı… Başını takım şefi Kevin Gibson’un (Kevin James) çektiği çalışanlar için bu yeni düzenle ve Stanford mezunu genç kızla baş etmek hiç kolay olmayacaktır.

https://www.youtube.com/watch?v=yAYAfNkfz5k

Daha önce farklı ortamlarda geçen sitcomlar izlediysek de, durum komedisi denince aklımıza gelen genelde daire içlerinde çekilen, aile ya da arkadaşlık hikayeleri olmuştu. Brooklyn Nine-Nine bir karakolda geçen sitcom çekmeyi başararak sınırların dışına çıkmayı başarmıştı. The Crew da bir durum komedisi olarak şartları zorluyor ve neredeyse bütün sahneleri bir NASCAR takımının garajında geçiyor. Zeki ama içine kapanık mühendis, şişman, alık ve tipik Amerikalıyı temsil eden Kevin Gibson, gerektiğinde hile hurdaya başvurmaktan çekinmeyen savaş gazisi mekaniker, Stanford mezunu, yoga ve meditasyon sever yeni genç patron hanım gibi karakterlerin mücadelelerinin ve dostluklarının anlatıldığı The Crew, klasik durum komedisi formülasyonuna sonuna kadar bağlı kalıyor. Bölüm başında ipucu verilen olaylar, bölümün ortasında iyice sarpa sarıyor ve dallanıp budaklanıyor. Finalde ise aslında olayın abartıldığı kadar kötü olmadığı ortaya çıkıyor ya da karakterlerimiz bir şekilde durumu toparlıyor ve bölümümüz kahkaha/neşe ile bitiyor.

Dizide Kevin James dışındaki oyuncuların genellikle az ünlü olduklarını belirtelim. Bununla birlikte yarış takımı patronunun kızı ve yeni patron Catherine rolündeki Jillian Mueller‘in önü açık olacak gibi duruyor. Kendisinin oldukça doğal bir güzelliği var ve oyunculuk olarak da TV platformları için yeterli bir performans sergiliyor. The Crew standart bir sitcomdan biraz daha uzun bölümlerine rağmen sıkmadan kendisini izleten bir yapım. Oyunculuklar ve mekanların yapaylığı açısından bir nebze sınıfta kalsa da, nispeten iyi yazılmış metin sayesinde izleyiciyi gülümsetmeyi başarıyor. Dizinin en büyük handikapı ise devasa bir reklam panosu olması. Formula 1, NASCAR gibi organizasyonlarda yer alan takımların çok fazla sponsorları olduğunu ve bu sponsorların arabanın üstünden pilotun tulumuna kadar her yerde sergilendiğini bilirsiniz. Dizide bu sponsorlar “ürün yerleştirme” olarak karşımıza çıkıyorlar ve neredeyse her sahnede Chevrolet, Good Year, Stella Artois, Coca-Cola, Sparco, Busch, Budweiser vb. markaların panoları ve etiketleri gözünüzü alıyor. Bu açıdan bakıldığında, The Crew bir diziden daha ziyade dizi görünümlü bir ürün yerleştirme etkinliği gibi. 

The Crew bir HIMYM ya da Friends olabilir mi?

Şu haliyle kesinlikle HAYIR. Fakat işten geldiğinizde dinlenirken, yemek hazırlarken ya da bir şeyler atıştırırken göz ucuyla bakabileceğiniz, çerezlik bir yapım olarak gayet iyi iş görür. Sitcom severler ve şu sıralar izleyecek iyi bir durum komedisi bulamayanlar da bir şans verebilir. Bazı bölümleri nispeten daha eğlenceli iken bazı bölümlerde komedi faktörü dramatik bir şekilde düşüyor. Dizinin bölümler arasında bir kalite tutarlılığı sağladığını da bu açıdan söylemek güç. Sonuç olarak; sizi fazla bağlamayacak, kafa dağıtmalık, eğlencelik bir durum komedisi arıyorsanız Netflix orijinal yapımı olan The Crew’a bir şans verebilirsiniz. Benim puanım 6.5/10.

 

 

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.